Arzu'nun Parşömeni

Hayatın Karalamaları

KENDİME

Saat: 16:43
KENDİME...



Hayat insana her saniye her dakika bir şeyler öğretiyor. İnadınızı kırıyor kimi zaman, törpülüyor sizi adeta. Eğer bu yeniden şekillendirilme işlemine direnirseniz hayat sizi daha hoyratça ele alıyor. Nereden çıktı bunlar diyebilirsiniz. Aslında neden aklımdan geçiriyorum bunları, neden hiç bilmiyorum. Neyse, hayat beni de en hassas noktamdan vurdu. Mevzu başkalarından herhangi birşey talep etmek. Bu talep bir bardak su istemekten tutunda, gerçekten ciddi bir ihtiyaca kadar herhangi birşey olabilir. Birisinden birşey istemek nedense yaralıyor sanki zayıf düşürüyordu. Sonra bir gün aslında bir çok kişide olabilen bir hastalık ortaya çıktı. Fıtık. Söylemesi çok kolay. Etrafınızda hemen herkesin bu konuyla ilgili bir tecrübesi veya söyleyecek bir sözü mutlaka vardır. Benim durum ise biraz ilerlemişti, ameliyat vesaire durumları ortaya çıktı. Peki ne var bunda diyeceksiniz haklı olarak. Ama iş öyle değil işte. Ben, hiç kimseden bir şey isteyemeyen ben, artık ekmeğime yağ bile süremiyordum, başkasına ihtiyaç duyuyordum. Başlarda bir şey istememek için sofradan aç kalktığım zamanlar oldu. Yiyemiyordum, çünkü otururken dayanılmaz ağrılarım oluyordu, yiyemiyordum çünkü o inadımdan ve saçma sapan gururumdan ''kollarım çok ağrıyor yardım edin'' diyemiyordum. Hani ben çok güçlüyüm ya, hiç kimseye ihtiyacım yok ya ...
''Seni sersem'' dedi hayat bana ''sen kimsin? ''Bu ne aptalca bir takıntı, ne saçma bir gurur... Bu kadar basit birşeyi bile isteyemiyorsun.''
E mecbur kalınca utana sıkıla istemeye başladım tabii. Sonra düşündüm niye böyleyim diye. Neye kime bu güvensizlik. Önceleri etrafımdaki insanları sorguladım, suçladım. Bana yeterince güven vermemişler,o yüzden bir şey isteyemiyorum demek ki dedim, onlarla kendi içimde ne kavgalar ettim. Fakat sonra anladım ki aslında ben kendime güvenmiyormuşum. İncineceğimi düşünüp salakça bir kabuk örüp herkesten uzak kaldım. Peki tamam, bir şey istemiyorsun, peki içten içe bu beklenti neyin nesi. İnsanlara yapılacak en büyük haksızlık derdini anlatmadan bir şeyler beklemek. Üstelik bu beklenti cevapsız kalınca insanlara öfkelenmek… Ne büyük haksızlık. İşte hayat bana aslında basit olan bu hastalıkta, insanlardan bir şeyler talep etmeyi öğretti. Beni törpüledi hemde ne törpüleme dümdüz etti. Artık bir şeyler isteyebiliyorum, İnsanların beni anlamalarını beklemeyip düşüncelerimi dile getirebiliyorum. Kısacası hayat öğretiyor büyütüyor….
 

İzleyiciler